29 Aralık 2009 Salı

Sanata malzeme oldum

Nasıl mı? Çok kolay.

Önce sanatçı bir arkadaşınız olması gerekiyor. Ardından sorununun İstanbul olması, ve sizin de İstanbul çanak anten ve çatı manzaralı bir eviniz olması.

Sonra bu arkadaşınız sizi arayıp böyle böyle bir durum var, senin de bu projeme uygun bir manzaran varmış, gelip birkaç fotoğraf çekebilir miyim? diyor.

E siz de öküz olmadığınız için, tabi ki, diyorsunuz.

Geliyor, bakıyor manzaraya. Sonra sorun olmazsa seni de çekebilir miyim? diyor.

Biraz tırsak ve alçak sesle tamam, diyorsunuz. Ve olay gerçekleşiyor.

Zaman geçiyor ve siz unutuyorsunuz. Ta ki biri hatırlatana kadar...





Bu fotoğraf Ali Taptık'ın Kaza ve Kader isimli kitabından...

Kaza ve Kader'de ne söylüyor Ali?

İster büyük olsun ister küçük olsun tüm şehirlerin kendi mitolojisi vardır.
...
Bu bir ilk kitaptır Bir sanatçı kaprisi ya da iddiasının değil, İstanbullu bir fotoğrafçının, şehrini, fotoğraflarını çekerek yaşamayı sürdürecek olan fotoğrafçının; hem kendini hem de kentinisorgulamaya devam edecek, fotoğrafın doğası kadar, faş ettiği dünyalar üzerine de bilgi edinmeye çalışan bu belgesel tarzını deneyimiyle yakından izleyen bir fotoğrafçının, İstanbul üzerine yaptığı çalışmanın bir aşamasının varış noktasıdır. O çalışma, tüm mitolojilerin ve klişelerin hem uzağında, hem de karşısında konumlanmaktadır.
...

Chrstian Caujolle


Her gün karşılaştığımız sıradan, küçük şeyler, üzerinden deklanşörü ile konuşan Ali, ‘Kaza ve Kader’ serisinde anlattığı hikayelere ‘Şaşılacak Bir Şey Yok’ sergisi ile yenilerini ekliyor. Sergiyi 16 Ocak'a kadar, X-ist'te görebilirsiniz.

0 comments:

  © Blogger template 'Minimalist E' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP